Bir kişinin bir şeyin ya da bir olayın tuhaf ve gülünç taraflarını meydana koyacak şekilde yapılan resim. Karikatürler, güdülen amaçlara göre, şaka etmek, alay etmek ya da küçük düşürmek için yapılmış olabilir. Kuvvetli bir anlatım kudretini gerektirdiği için ince ve önemli bir sanat şubesidir. Edebiyattaki mizah ve yerginin resimdeki şeklidir.
Bugünkü anlamıyla karikatürün meydana gelişi Rönesans devrine rastlar Bizde XIV. yüzyılda başlayan Karagöz oyunu bir çeşit karikatürdür.
Fakat karikatürlerin bulunduğu mizah dergileri ancak XIX. yüzyılın sonlarına doğru çıkmağa başlamıştır. Son yıllarda da karikatür sanatı bizde, dünya ölçüsünde bir gelişme kazanmıştır.
Karikatür, herhangi bir insanın, fikrin veya bir olayın resimlendirilerek gülünç şekilde anlatılması. Bir insanın veya bir olayın ayrıntılarına girmeksizin, kısa, düşündürücü ve özlü bir fikir vermek veya genellikle güldürmek için bazı özelliklerinin göze çarpıcı bir şekilde resimlendirilmesi. Karikatür, bir resim sanatıdır. Bu resimleri çizenlere karikatürcü veya karikatürist denir.
Karikatür, özelliği itibarıyla tanınan, bilinen orijinalinden farklıdır. Karikatür, konu olan bir kişinin veya bir olayın dikkati çekici özelliklerini ortaya koyar. Çoğu zaman kişinin bazı özelliklerinin abartılmasını konu eden karikatür, o kişiyi hicvetmek, küçültmek ve onunla alay etmek vasıtası olarak da kullanılmaktadır. Alay etmek, insanların birbirlerini hafife alması, rencide etmesi, onu küçük ve gülünç duruma düşürmesi demektir. Bu hususta Avrupalı filozof Bergson İnsanlar, yalnız insanları veya insanlarla ilgili olayları gülünçleştirmeyi düşünmüşlerdir. demiştir.
Çok eski devirlerden beri karikatürün yapıldığı bilinmektedir. Pompei ve Herculanın kazılarında, duvar ve vazolarda çeşitli karikatür örneklerine rastlanmıştır. Esas karikatür sanatı, Rönesans devrinde başlamıştır. Fakat Champfleury, eskiden yapılan resimleri karikatürden saymamaktadır. Resme konu olan kişilerin özellikleri aydınlatılmadığı için karikatür sayılmaz. Bunlara bürlesk denir.
Taş, tuğla, vazo ve duvar gibi yerlere yapılan karikatür, baskı makinesi bulunup da kitaplar ve gazeteler yayınlanmaya başlayınca daha da gelişti.
18. yüzyılda yaşamış İspanyol ressamı Goya, siyasi karikatürleriyle ün yaptı. Aynı çağda yaşamış İngiliz ressamı William Hogarth’da eserlerinde bu özelliğe çok yer verdi.
Gazeteciliğe karikatürü ilk defa Fransız ressamı Charles Philipon getirdi. Hatta 1831′de Paris’te La Caricature Gazetesini kurdu. Ondan sonra İngilizler ve Almanlar da karikatürü gazetecilikte kullanmaya başladı. İngiltere’deki ünlü siyasi mizah dergisi Punch bu çığırın kısa zamanda gelişmesine yol açtı.
Karikatür, kendine özgü sadeliği ve didaktik (öğretici) tarafı sebebiyle herkes tarafından benimsendi. Karikatürde insanları veya tipleri hicivli olarak canlandırma şekli ilk olarak 16. yüzyılda olmuştur. Mesela, Agostino Carracci ve Giovanni Bernini tarafından ele alınmıştır. 16. yüzyılın tanınmış karikatürlerinden birisi, küçük bir el arabasında midesini taşıyan ve bir yandan da kusan bir oburu tasvir eden Alman karikatürüdür.
Siyasi konuları gaye edinen karikatürler, 18. yüzyılda çoğaldı. Luterciliğin ortaya çıkışı İngiltere’de Hannover Hanedanıyla Jakobitler arasında meydana gelen olayları anlatan çizgiler önemli siyasi karikatürler arasında sayılmaktadır. Son zamanlarda milletlerarası karikatürcüler arasında Fransa’da Sempe,Ronald Searle, Guérin ve Effel; İngiltere’de Sir David Low; Almanya’da da P. Simmel bilinmektedir. Şair ve edipliklerinin yanında Victor Hugo ile Alfred de Musset birer karikatürcüydüler.
Türkiye’de ilk karikatür; Teodor Kasap’ın 1870′te çıkardığı Diyojen Dergisi’nde görüldü. Bilinen ilk Türk karikatürcüsü Ali Fuat Bey’dir.Sultan Abdülhamit döneminde kesintiye uğrayan mizah dergiciliğinde İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte bir patlama olur.Bu dönemin en önemli karikatürcüsü Cem’dir. Damgasını vurduğu Kalem ve çıkardığı Cem dergilerinde batı anlayışına uygun olarak Osmanlı Devletini ve idarecilerini hicvetmiştir.Bu dönemde birbiri ardına çıkan Karagöz, Geveze, Dalkavuk, Davul gibi dergilerde siyasi karikatürün ilk örnekleri verilmiştir. Kurtuluş Savaşı’na karşı Aydede’de Rıfkı ve Kurtuluş Savaşı yanlısı Güleryüz’de Sedat Simavi de dönemin önemli imzalarıdır. Cumhuriyet döneminin karikatürcü simgeleri olarak Cemal Nadir ve Ramiz Gökçe’yi görürüz. Bu iki karikatürcü, çizdikleri sosyal ağırlıklı karikatürlerle Türkiye’de bu sanatın geniş kitleler tarafından benimsenip sevilmesini sağlamışlardır.Aynı dönemin çizerleri olarak Münif Fehim, Sedat Nuri, Şevki Çankaya, Necmi Rıza Ayça, Orhan Ural, Sururi Gümen, Salih Erimez,İhap Hulusi adları da anılmaya değerdir… 1940′ların sonlarına doğru çıkmaya başlayan Marko Paşa dergisinde Mim Uykusuz toplumcu gerçekçi karikatürün başyapıtlarını vermiştir. Aynı dönemde Ratip Tahir de CHP çizgisinde kalem oynatarak politik karikatürlerin başarılı örnekleriyle okuyucuyu buluşturmuştur. Daha sonraki döneme damgasını vuran 1950 kuşağı karikatürcüleri ise batıdaki değişime paralel olarak karikatürde kara mizaha kayan ve yazısız olmaya özen gösteren bir anlayışla eserler verdiler…Eflatun Nuri,Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk, Nehar Tüblek, Ferruh Doğan,Ali Ulvi, Güngör Kabakçıoğlu, Tonguç Yaşar, Yalçın Çetin, Altan Erbulak,Bedri Koraman, Mıstık, Cafer Zorlu gibi karikatürcüler bu dönemde ve daha sonra önemli yapıtlara imzalarını atmışlardır. Aynı karikatürcü kuşağının en genç üyesi Oğuz Aral, 1972′de yayınlamaya başladığı Gırgır dergisiyle, 1960′lar boyunca düşüş gösteren mizah dergiciliğine büyük bir ivme kazandırmış ve 1970′lerin sonunda 300 bin, 80′lerde 500 binin üzeri tirajları yakalamıştır.Hayatın her alanını kucaklamaya çalışan Gırgır karikatürcüleri arasında İlban Ertem, Nuri Kurtcebe, İrfan Sayar, Hasan Kaçan, Behiç Pek, Latif Demirci, Necdet Şen, Engin Ergönültaş, Mehmet Çağçağ, Tuncay Akgün,Ergün Gündüz, Zafer Temoçin,Birol Bayram, Metin Üstündağ sayılabilir.Aynı dönemde Tan Oral,Sami Caner, Atilla Kanbir, Emre Senan, Kemal Gökhan, Behiç Ak , Musa Kart, Salih Memecan gibi karikatürcüler de daha farklı tarzlarda gazete ve sergi karikatürleri çizmişlerdir…90′lı yılların sonlarına doğru yeni karikatür anlayışları filizlenmeye başlamış ve undergraund tarzda yaklaşımlar öne çıkmaya başlamıştır.Bu son dönemin önde gelen adları arasında Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu, Bahadır Baruter, Bülent Üstün sayılabilir…
Sanatonline
1/28/2011
Fotomontaj Nedir
Birbiri ile ilgisi olmayan farklı objeleri, ışık, gölge, perspektif ve diğer özellikleri gözeterek bir araya getirme sanatıdır.
sanatçının ustalığına bağlı olarak elde edilen sonucun kalitesi artar. eskiden manual fotoğraf makineleri ile yarım pozluk çekimlerin üstüste bindirilmesi prensibi ile usta fotoğrafçıların el maharetlerine dayanan bu olay, dijital fotoğrafçılıkla almış başını yürümüştür.
masa üzeri bilgisayar kullanımı kuvvetli herkesin kolaylıkla deneyebileceği bir ativite halini almıştır. bundan sonra önemli olan, bir fotomontajın asli konusunu oluşturmamaktır (tanrı magazin dünyasından korusun!).
*****
sözlükte Fotomontaj: Bir konu üzerindeki eksik bölümleri tamamlamak ya da daha çok konuyu bir araya toplamak için birkaç fotoğrafın birleştirilmesi.
*****
Fotomontaj isim Fransızca photomontage ‘den Fotomontaj, fotoğraf parçalarının birleştirilmesine dayanan bir kolaj (fr. coller = yapıştırma) tekniğidir. Fotoğraf ve fotoğraf parçalarının birleştirilmesi temeline dayanır. basın ve yayın sektöründe, eğlence ve politik hiciv amaçlı olarak ya da reklam sektöründe, gerçeküstü görüntüler elde etmek için kullanılır.
Fotomontaj, ilk olarak, 1928 yılında, kendiside, bir fotomontaj sanatçısı olan, Stepanova tarafından tanımlandı. Buna göre Fotomontaj, “her biri, ayrı bir anlatım gücüne sahip anlık görüntülerin, tek bir fotoğraf üzerindeki birleşimi ve bileşkesidir.”
Fotomontaj tekniği temellerinin, 1920 lerde, Zürihli bir yazar olan Hugo Ball tarafından başlatıldığı varsayılan, dadaizm adlı sanat akımına dayandığı söylenebilir.
Kolaj, mevcut materyallerin birleştirilmesine dayanırken, fotomontaj, belli bir hedefe ulaşmak amacı ile,(çoğunlukla) sanatçının kendisi tarafından çekilmiş olan fotoğraflardan oluşur.
Fotomontaj, kimyasal temele yaslı fotoğraf tekniklerinin gelişmesiyle, 1920 lerden sonra, gerçek bir fotoğraftan ayrılması güç “gerçeksi” fotoğraf çalışmalarına dönüşmeye başladı isede, montaj özelliği, zor da olsa yine de gerçeğinden ayrılabilmekte idi. Ancak gelişmeler bununla son bulmadı ve günümüze kadar sürdü. Bugün, bilgi teknolojileri sayesinde, standart bir bilgisayar ve ücretsiz bir görüntü işleme yazılımı ile, gerçek ile sanalın birbirinden ayrılaması adeta imkânsız olan “gerçeksi” fotomontajlar yapılabilmektedir.
Bu çalışmaların bir bölümü sanatsal kaygılarla yapılırken, bir bölümü ticari amaçla dikkat çekmek için kullanılan sanal mekanlar ve gerçeküstü görüntüler elde etmek için kullanılmaktadır.
Günümüzde fotomontaj, sanatsal ve ticari amaçla kullanımı dışında, standart bir bilgisayar ve ücretsiz bir görüntü işleme yazılımı yardımı ile yapılabilen, ucuz bir halk eğlencesi haline dönüşecek kadar yaygınlaşmıştır.
Günümüzde fotomontaj, sanatsal ve ticari amaçla kullanımı dışında, standart bir bilgisayar ve ücretsiz bir görüntü işleme yazılımı yardımı ile yapılabilen, ucuz bir halk eğlencesi haline dönüşecek kadar yaygınlaşmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)